Ilgi cekici, iyi oyunculuklarla one cikan, Amerikan yapimi bir Japon gangster filmi. Robert Mitchum, yakuza tarafindan kacirilan Amerikali bir kizi kurtarmak uzere Japonya'ya giden ozel dedektif rolunde, efsanevi Japon yildiz Ken Takakura ona yardim eden eski bir gangster. Kishi Keiko ise Mitchum'un Ikinci Dunya Savasi sonunda Japonya'da gorevliyken bir ask yasadigi ve simdi tekrar karsilastigi kadin. Paul Schrader'in, kardesi Leonard'in bir hikâyesinden sinemaya uyarladigi Yakuza, Japon tur sinemasi geleneklerinin Amerikan seyircisine tanitimi acisindan kayda deger bir girisim. Halâ gecmisin degerleri ile yasayan ve kapitalist Japonya'da var olmaya calisan modasi gecmis¸ bir yakuza olan Ken karakteri (kardesi ona “yalniz kurt†diyor), eski rituel ve geleneklerle cagdas¸ degerleri, ilgi ceken bir bicimde karsilastirma imkani sunuyor. Yonetmen Pollack bir zanaatkarin ustaligiyla, ne hikâyeyi parlatiyor ne de iyi bir fikri buyurgan bir yonetimle berbat ediyor. Kamerasi sadece performanslari kaydetmek icin orada bulunuyor – asla daha fazlasi icin degil. Iste bu nedenle, bu film buyuleyici bir seyir yaratmayi basaran oyunculara ait.