17-06-2012, 14:59
|
|
Még kér a nép (1972) incelemesi
1997 yapımı belgesel East Side Story (Doğu Yakası Hikâyesi), komünist blok yönetmenlerinin daima kaba ve zayıf donanımlı görünen Hollywood fantezileri yapmak için deli olduklarını varsayar. Ancak Miklos Jancso'nun görkemli ve devrimci açık hava gösterisi Meg ker a nep, tesadüfi çıplaklığı şarkı söylemek, dans etmek ve doğa kadar coşkulu kullanan hayli şehvetli bir komünist müzikali olarak kendi üslubu içinde bir yandan neşeyle salınırken diğer yandan acıyla feryat ediyor.
19. yüzyılda bir grup köylünün toprak sahibinden temel haklarını talep etmesi üzerine askerlerin at sırtında çıkagelmelerini anlatan Meg ker a nep, sadece her biri girift bir panoramik kamera, manzara ve kümelenmiş vücutlar koreografisi sunan 26 kareden oluşur. Jancso'nun biçimle içerik, politikayla şiir arasında gerçekleştirdiği gösterişli kaynaşma, Fransız Yeni Dalga akımının yenilikleriyle boy ölçüşür. Müzik kafanızın içinde günlerce çalacak türden ve renkler de büyüleyici.
Jancso'nun ABD'de acınası şekilde unutulmuş eserlerindeki genel anlatımı özetleyen Meg ker a nep, zamanının en muhteşem Macar filmi olarak da değerlendirilebilir. Jancso'nun tipik başarılarından biri de dün ve bugün arasında çarpıcı bir süreklilik, tarih hakkında diğer dönem filmlerinin çok azında rastlanabilecek dolaysızlık duygusu yaratmak. Bu da Jancso'ya karşı sık sık öne sürülen kuralcılık suçlamasının, anlaşılır şekilde üslup hünerleri ve güzellikleriyle mest olma çabası içinde olanların, yönetmenin filmlerine yüklediği tarihi ve politik anlamları tümüyle anlayamamasından kaynaklandığını gösteriyor.
|